Başlık |
Yazı |
|---|---|
| Sultanlığı nasıl bıraktı |
Belh Sultanı İbrahim Edhem, bir gece hanımıyla kuş tüyü yatakta yatarken kendisini rahat hissetmiş olacak ki, (Hatun, Cennette de seninle böyle beraber olsak) dedi. Tam bu sırada sarayın damında bir ayak sesi işitildi. Damda bir adamın gezdiği anlaşıl... |
| Sultanla görüşmek |
Sultanla görüşmekte dikkat edilecek hususlar: |
| Sultanım, iki müridim var |
Hacı Bayram-ı Veli hazretleri, Sultan II. Murad'ın saygı duyduğu evliyalardandı. Hükümdarın Hacı Bayram'a saygısı o derece büyüktü ki ona mürid olanlardan, ilim ve hizmetle uğraşsınlar diye vergi almıyordu. Ama gelin görün ki bütün Ankara halkı Hac... |
| Sultana itaat gerekir |
Sual: Halifeye, sultana ve devlete isyan etmek fitnedir, cihad değildir deniyor. Hatta halifeye isyan etmemeyi Ehl-i sünnet itikadı arasına bile koymuşlar. Peki Ebu Hanife, halifenin zulümlerine isyan ettiği için şehit edilmedi mi? İmam-ı Ahmed bin Hanbel, halifeye... |
| Sultân-ül-Ulemâ |
İzzeddîn bin Abdüsselâm ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin babası gibi birçok İslâm âlimine, derin ve geniş ilimleri ve İslâm'a hizmetleri sebebiyle verilen lakab (isim). |
| Sultan Süleyman’ın sandık vasiyeti |
Kanuni Sultan Süleyman Hanın, vefat ettiğinde yerine getirilmesini istediği
bir vasiyeti vardı. Bu vasiyet, şahsına ait özel küçük bir sandığın kendisi
defnedilirken mezarda yanına konmasıydı. |
| Sultan sana |
Derdime bir derman dersen, |
| Sulh |
Barış. |
| Süleymân Aleyhisselâm |
Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden. |
| Süleyman Aleyhisselam |
İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden. Davud aleyhisselamın oğludur. Yakub aleyhisselamın neslindendir. Kudüs yakınlarındaki Gazze şehrinde doğdu. Hem peygamber hem sultandı. Çocukluğundan beri bilgili, iyilik ve adâleti seven biri olarak tanınm... |
| Süleyman |
Her hayvanın dilini bilirdi. Cinden askeri vardı. |
| Sulehâ |
Sâlihler, günâh işlememeye gayret edenler. (Bkz. Sâlih) |
| Şule |
Alev, parıltı. |
| Sulbiyye |
Ferâiz ilminde yâni İslâm mîrâs hukûkunda bir kimsenin öz kız evlâdı. |
| Sükût |
Susmak. |
| Şükür ve hamd |
Sual: Şükür nedir? |
| Şükür gerekir şükür |
Saat gibiyse böbrek |
| Şükufe |
Çiçek gibi güzel, tomurcuk. |
| sukru_cido | |
| Şükran |
Teşekkür eden, münnettar kalan. |
| Şükr Secdesi |
Kendisine nîmet gelen veya bir dertten ve sıkıntıdan kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için yaptığı secde. (Bkz. Secde) |
| Şükr (Şükür) |
Verilen nîmetleri yerli yerinde kullanma. Allahü teâlâya, verdiği nîmetlerle isyân etmeme. Nîmetleri kullanırken sâhibini unutmama. Görülen iyiliğe karşı teşekkür. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uyma. Allahü teâlâ Kur... |
| Süknâ |
Oturulacak yer, ev. |
| Sükeyne |
Sessiz, sakin, başlı, vakarlı. |
| Suizan hüsnü zan |
Sual: Suizannın dindeki yeri nedir? |
| Suhuf |
1.Dört büyük ilâhî kitab dışında gönderilen kitapçıklar, formalar. Peygamberlere (aleyhimüsselâm) Allahü teâlâ tarafından gelen yüz dört kitaptan ilk yüz tânesi. |
| Şühûd-i Tecellî (Şühûd-i Sûrî) |
Tasavvuf yolunda ilerleyen kimsenin tecellinin sûretlerini müşâhedesi. |
| Şühûd-i İlâhî |
Bu âlem (mahlûklar âlemi) ile hiçbir münâsebeti olmadan Allahü teâlâyı müşâhede, görme. |
| Şühûd-i Enfüsî |
Kendi hakîkatini görme. Tasavvuf yolunda Allahü teâlâya yakın olma hâli. Tasavvuf makamlarını kalb gözüyle görme. |
| Şühûd-i Ehadiyet |
Tasavvuf yolunda çalışan kimselerin, mahlûklarda Allahü teâlânın sıfatlarını görmeleri hâli. Şühûd-i Vahdet. |
| Şühûd |
Görme. Tasavvuf yolunda ilerleyenin kalb ve rûh ile çeşitli mertebeleri görmesi. |
| Sühreverdiyye |
Evliyânın büyüklerinden Ebû Hafs Ömer bin Muhammed Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin tasavvuftaki yolu. |
| Süheyb-i Rûmî |
Allah yolunda malını mülkünü terkeden sahâbî. |
| Şühedâ |
Şehîdler, vatan, din ve milletine hizmette ölenler. (Bkz. Şehîd) |
| Süftece |
Tahrîmen mekrûh olan bir havâle şekli. Yolcuya borç verip, gittiğin yerde, falancaya ödeyeceksin demek. |
| Şüf'a |
Başkasına satılmış olan bir mülkü, satış değeri ile satın almak hakkı. Bu hakka mâlik olan kimseye şefî' denir. |