A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Gaybet

Tasavvufta, kalbin kendisine gelen mânâlarla meşgul ve onlara dalmış olarak, kendisinden ve halkın işlerinden, etrâfında olan şeylerden habersiz olması.

Gayba iman esastır

Sual: Tam İlmihal’in iman bahsinde, Seyyid Abdülhakim efendi imanı şöyle tarif ediyor:

Gayb

Hazır olmama, gizli kalma. Hazır olmayan gizli kalan, görünmeyen.
1. Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde bildirilmeyen, his organları, tecrübe ve hesâb ile anlaşılmayan gizli şeyler.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
...

Gavur

Müslüman olmayan, îmânsız. (Bkz. Kâfir)

Gavsî Ahmed Dede

On yedinci yüzyıl Anadolu velîlerinden. İsmi Ahmed, mahlası Gavsî'dir. Gavsî Ahmed Dede diye meşhur olmuştur. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin tasavvuftaki yolu olanMevleviyye'ye mensuptur. Gelibolulu Yazıcızâdeler sülâ...

Gavs-üs-Sakaleyn

İnsanlara ve cinlere yardım eden büyük velî Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin lakabı.
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, tasavvufta Gavs derecesine ulaşmıştır. İnsanlara ve cinlere yardım etmesi ve imdatlarına yetişmesi sebebiyle Gavs-üs...

Gavs-ül-Memdûh

Osmanlılar zamânındaAnadolu'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. Asıl ismi Mahmûd, babasınınki Abdürrahmân'dır. 1760 (H.1174) senesinde Tillo'da doğdu. İsmâil Fakîrullah hazretlerinin torunlarından olan Mahmûd bin Abdürrahmân, büyük...

Gavs-ı A'zam

Büyük gavs (yardımcı). Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin lakabı.

Gavs

Yardım eden. Evliyâ arasında kullara yardımla vazîfelendirilen velî zât.
Muhyiddîn-i Arabî'ye göre gavs, medâr kutbudur. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine göre ise, medâr kutbundan ayrı ve daha yüksek olup, ona yardım edicidir. Bu sebeble, med...

Gatrit (Mide Nezlesi)

Mîdenin iltihaplarına verilen genel isim. Gastritler, had veya müzmin olabilir. Çabuk gelişen gastritlere had (akut), uzun zamandan beri mevcut bulunanlara da müzmin gastrit denilir. Yakıcı maddeler ve ışınlar sebebiyle meydana gelen had gastritler dışındakilerin, müzminleşmeyeceği kabul edilir...

Gastrotomi

Midenin cerrahi bir girişimle kesilerek çıkarılması.

Gastroskopi

(Bkz. Endoskopi)

Gastroskopi

Özel elastik bir hortum ve ucundaki kameradan oluşan özel endoskopi aletinin hastaya yutturulmasıyla üst sindirim sistemi rahatsızlıkları, gastrit, mide tümörleri, ve mide mukozasının inceleme imkanı sağlayan bir teşhis yöntemidir. Hastaya sakinleştirici verildikten sonra...

Gastromegali

Midenin genişlemesi.

Gastrolit

Mide taşı.

Gastrointestinal

Mide-barsak sistemine verilen isim.

Gastroenteroloji

Tıbbın dâhiliye bölümünün, hazım sistemi, karaciğer, safra yolları ve pankreas hastalıkları ile bunların endoskopik (gastroskopi, duodenoskopi, rektosigmoidoskopi, kolonoskopi, peritoneoskopi gibi) tedkik ve tedâvileriyle uğraşan kısmı. Bu işi kendisine meslek edinmiş, yâ...

Gastroenteroloji

Mide, barsak hastalıklarını inceleyen tıp bilim dalı.

 

Gastroenterit

Genellikle besin zehirlenmesi sonucu ishalle kendini gösteren mide barsak iltihabı.

Gastroenterelog

Mide, barsak hastalıkları doktoru.

Gastrit

Mide iltihabı.

Gastralji

Mide ağrısı. Kramp tarzında ve kusma ile olabilir.

Gasroenterit

 

Gasl

Yıkamak, yıkanmak. Ölünün cenâze namazı kılınmadan ve kefenlenmeden önce teneşir tahtası üzerinde, ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırıp, göbeğinden dizlerine kadar bir örtü ile kapatılarak yıkanması.

Gâşiye Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin seksen sekizinci sûresi.
Gâşiye sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Yirmi altı âyet-i kerîmedir. İlk âyet-i kerîmede geçen Gâşiye kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede kıyâmet ve âhirete âit haberler...

Gasîl-ül Melâike

Melekler tarafından yıkanan; Eshâb-ı kirâmdan Uhud harbinde şehîd olan ve cenâzesini meleklerin yıkadığı Peygamber efendimiz tarafından müjdelenen Eshâb-ı kirâmdan Hanzala hazretleri. (Âdem aleyhisselâmı da melekler yıkamıştır.)
Hanzala'ya Gasîl-ül mel...

Gasb

Başkasının malını izinsiz (rızâsı olmaksızın) zorla elinden almak. Malı alana gâsıb, alınan mala mağsûb denir.
Gasb, haram olduğu gibi, gasbedilen malı; hediye, sadaka, ücret olarak almak, kirâ ile kullanmak da haramdır. (Abdülganî Nablüsî)

Garplı âlimlerin Kur’an hayranlığı

Sual: Batılı âlimler Kur’an-ı kerim hakkında ne demişlerdir?
CEVAP
Kur’an-ı kerim hakkında garplı meşhur âlimler, edipler, hayranlıklarını daima izhar etmişlerdir:

Gariplerin kıymeti

Sual: Garibim diye yüzüme bakan yok. Hâlimi hatırımı soran yok. Aç mısın susuz musun diyen yok. N’oldu bize böyle? Garibiz diye ölelim mi?
CEVAP
Garip kimselerin genelde insanların yanında bir kıymeti yoksa da, Allahü teâlânın katında değeri...

Garip kimse

Gözleri hep yaşla dolar,
Benim gibi garip olan.
Saçını başını yolar,
Benim gibi garip olan.

Söyler dili ağlar gözü,
Gariplere göynür özü,
Hiç kimseye etmez nazı,
Benim gibi garip olan.

Bitmez bende keder elem,
Ecel ere bir gün ölem,
Yer altında varsa...

Garip halim var

Derdim denmez ağyare,
Garip halim var benim.
Aşktan oldum avare,
Garip halim var benim.

Yâre kucak açayım,
Kanatlanıp uçayım,
Dost iline kaçayım,
Garip halim var benim.

Aşkı vurur canıma,
Dokunuyor kanıma,
Yaklaşılmaz yanıma,
Garip halim var...

Garip Hâfız

Anadolu'da yetişen velîlerden. 1903 (H.1321) senesinde Erzurum'un Cedid mahallesinde doğdu. İsmi, İbrâhim Hakkı'dır. Erzurumlu İbrâhim Hakkı hazretlerinin neslindendir. Anne tarafından dedesi HacıMâhir Efendi, Rıfâî tarîkatı şeyhiydi.

Garîb

1. Yabancı, memleketinden uzakta bulunan, kimsesiz.
Garîb hastalanır, dört yanına bakınır da, tanıdık bir kimse göremezse, Allah onun geçmiş günâhlarını affeder. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)
Dünyâda garîb veya yolcu gibi ol ve...

Garer

Tehlike, zarar. Sonu belli olmayan şüphe ihtimâli olan satış.
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem garer bulunan satışı, yasak etmiştir. Bu sebeble yakalanmadan önce, balığı, havadaki kuşu, kaçıp, kayıp olan hayvanı satmak bâtıldır. Hattâ sonra gelip m...

Garaz

1. Kin, içinden düşmanlık yapmak.
2. Gâye, maksad, arzu, dilek, istek. Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı Garazım yok, reh-i ışkında fenâdan gayrı
(Fuzûlî)
(Ey sevgili! senin bulunduğun yerde, benim belâdan başka bir...

Garâmet

Borçlanılan şeyi ödeme. Bir çeşit vergi.
Müslümanların, hıristiyanlara ve yahûdîlere yapmakla yükümlü oldukları muâmele şekli, bizzat Resûlullah efendimizin, bütün müslümanlara hitâben yazdırdığı şu mektûbda açık...