Başlık | Yazı |
---|---|
Lanet ve beddua etmek |
Sual: Bazı hadis-i şeriflerde lanet olsun deniyor. Lanet etmek
ne demektir? Kötü anne babanın iyi olan çocuğuna yaptığı beddua kabul olur mu? |
Langerhans Adacıkları |
Pankreasta yer alan iç salgı hücresi toplulukları. |
Lanset |
Küçük, keskin, üçgen biçimli kesici alet. |
Laparoskopi |
|
Laparoskopi |
Karın iç organlarının gözlenmesini sağlayan tanı yöntemi. |
Laparotomi |
Cerrahî olarak karın duvarının açılması işlemine verilen ad. Karın duvarı, laparotominin gayesine göre değişik istikametlerde ve büyüklükte açılabilmektedir. Meselâ apandisit ameliyatı için, karnın sağ alt kadranında, küçük ve oblik (... |
Lapsus |
Unutkanlık ya da dikkatsizliğe bağlı yanlış. |
Larenjektomi |
Gırtlağın bütünüyle çıkarıldığı cerrahi girişim. |
Larenjit |
|
Larenjit |
Gırtlak iltihabı. |
Laringomalasi |
Gırtlağın yumuşamasına yol açan kıkırdak dokusu bozukluğu. |
Laringoskopi |
Lareks (gırtlak) muayene metodlarının en önemlisi. İndirekt ve direkt laringoskopi olmak üzere iki çeşidi vardır. |
Laringoskopi |
Gırtlak boşluğunun gözlenmesine sağlayan tanıya yönelik araştırma yöntemi. |
Laringostenoz |
Ses ve solunum bozukluğuyla birlikte, gırtlağın daralması. |
Lâşe |
Leş. Kendiliğinden ölmüş veya İslâmiyet'in emrine uygun olmayarak kesilmiş veya öldürülmüş hayvan ve böyle hayvanın eti. (Bkz. Leş) |
Latif |
Hoş, nazik, mülayim, şirin. |
Latîf (El-Latîf) |
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından. Lütf ve ihsân edici, dâimâ güzel muâmelede bulunan. |
Latîfe |
1. Hoş, tatlı söz, şaka. |
Latife |
Hoş, nazik, mülayim, şirin. |
Latife yapmak |
Sual: Şaka yapmak, fıkra anlatıp insanları güldürmek iyi bir şey mi? |
Lâübâlî |
Başkalarıyla saygısızlığa varacak şekilde senlibenli; çekinmesi ve sakınması olmayan. |
Lavaj |
İnsan vücûdundaki mukoza veya epitelle döşeli bâzı organlarda teşhis veya tedâvi maksadıyla uygulanabilen yıkama işlemi. Lavaj, bir takım özel araç ve gereçlerin yardımı ile bâzı özel sıvıların veya ilâçlı çözeltilerin... |
Lavman |
|
Lavman |
Tanı ya da tedavi amaçlı kalın bağırsağın son bölümüne sıvı ya da yarı sıvı madde verilmesi. |
Lazy |
Hiçbir dîne inanmıyanlar ile müşriklerin (Allahü teâlâya ortak koşanların) azâb görecekleri, Cehennem'in altıncı tabakası. |
Lebbeyk |
1. Hac, umre veya her ikisini yapmak üzere niyyet ederken yâni ihrâma girerken başlayıp, Mina'da Cemre-i akabede (büyük cemrede) şeytan taşlanırken atılan ilk taşla söylemesi son bulan mübârek sözler: Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk lâ şerîke... |
Lebibe |
Akıllı, zeki, anlayışlı. |
Lebip |
Akıllı, zeki, anlayışlı. |
Ledün ilmi okuyarak öğrenilmez |
Sual: Ledün [bâtın] ilmini nasıl öğrenirim? |
Ledün ilmi okuyarak öğrenilmez |
Sual: Ledün [bâtın] ilmini nasıl öğrenirim? |
Ledünnî İlmi |
Allahü teâlânın vergisi, ihsânı olan mânevî ilim. (Bkz. İlm) |
Leğen Kemiği |
Çok az hareket edebilen eklemler ve bağlar ile birleşmiş, dört kemikten meydana gelen bir iskelet yapısı. Leğen, bir adet sacrum kemiği, iki adet coxae kemiği, bir adet coccygis kemiğinden ibârettir. Önde coxae kemikleri (kalça kemikleri) symphsis pubica denen bir eklem... |
Lehv |
Eğlence. Âhirette faydası olacak şeylerden alıkoyan her şey. |
Lehvel-Hadîs |
Müzik, her türlü boş oyun, eğlence. |
Leishmania |
Kampçılılar grubundan tek hücreli asalak cinsi. |
Lekeli Humma |
(Bkz. Tifüs) |