Başlık | Yazı |
---|---|
Teheccüd Namazı |
Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra ve imsak vaktinden önce iki ile on iki rek'at arasında kılınan namaz. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: |
Tehavvül |
Değişme. Bir hâlden başka bir hâle geçme. |
Tehâvün |
Gevşeklik. |
Teharrî |
Bir şeyi anlamak için araştırmak. |
Tehaddî |
Meydan okumak. |
Tegannideki beş şart |
Sual: Teganninin mubah olması için şartlar nelerdir? |
Teganni nedir? |
Sual: Din kitaplarında sık sık özellikle namaz, ezan, Kur'an okuma
bahislerinde, teganni edilmemesi bildiriliyor. Teganni nedir? |
Tegannî |
Sesi mûsikî perdelerine uydurmak için, hareke, harf ve med (uzatma) ilâve etme ve çıkarma yapmak sûretiyle, kelimelerin asıllarını dolayısıyle mânâyı bozarak okuma. İlk tegannî eden şeytandır. (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn) |
Tegâbün Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin altmış dördüncü sûresi. |
Tefviz şiirinin açıklaması |
Sual: Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Tefvizname isimli şiirini
anlamakta güçlük çekiyorum. Açıklar mısınız? |
Tefvîz |
Ismarlama, havâle etme. |
Tefsîr |
Örtülü, kapalı olan şeyi ortaya çıkarmak, açmak, beyân etmek, beşerî kudret dâhilinde, Kur'ân-ı kerîm âyetlerindeki murâd-ı ilâhîyi (Allahü teâlânın murâdını) anlamak. Bu işi yapabilen âlime mü... |
Tefekkür ne demektir? |
Sual: Tefekkürün dindeki yeri nedir? |
Tefekkür |
İbret alacak ve faydalanacak şekilde derin düşünme. Allahü teâlânın sıfatlarını ve nîmetlerini düşünme. |
Tefe'ül |
1. Bir şeyi uğur saymak, hayıra yormak, bir hâdiseyi hayra alâmet, işâret olarak görmek. Tefe'ülün mukâbili (zıddı) teşe'üm yâni uğursuz saymaktır. (Bkz. Teşe'üm) |
Tefâhür |
Öğünme. |
Teennî |
İlerisini düşünerek acele etmeden yavaş ve ihtiyatlı hareket etme. |
Tedvîn |
Biraraya getirip toplama, düzenleme; kitab hâline getirme. |
Tedebbür |
Bir şeyin üzerinde düşünmek, tefekkür etmek. |
Tedbirli olmak |
Sakınılması gereken her şeyde işi sağlam tutmayı elden bırakmamalıdır! Eğer sakınılması gereken şeylerin zararından kurtulursan, sakınmış olman sana hiçbir zarar ve eksiklik getirmez. Ama tedbir ve sakınmayı terk... |
Tedbirini al kardeş |
Yüksek olsa da dağlar, |
Tedbîr-i Menzil |
İnsanın çoluk-çocuğuna karşı hareketlerinin nasıl olacağı ve ev idâresi ile ilgili husûslardan bahseden ilim. |
Tedbîr |
Bir şeyi elde edecek veya önliyecek yol, çâre; bir işin sonunu düşünerek hareket etmek. Tedbîr gibi akıl, güzel huy gibi asâlet olamaz. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Mâce) |
Tecvîz |
İzin verme, yapılmasına rızâ gösterme. Câiz görme. (Bkz. Câiz) |
Tecvîd |
Güzel yapmak, Kur'ân-ı kerîmi harflerin mahreclerine (çıkış yerlerine) ve sıfatlarına uygun olarak okumak ve bunu anlatan ilim. Kur... |
Tecribî İlimler |
Tecribe ve müşâhede (gözlem) ile elde edilen bilgiler, ulûm-i akliyye (aklî ilimler). |
Tecribe (Tecrübe) |
Deneme, sınama, bilgi edinmeyi sağlayan üç yoldan biri. |
Techîz |
Vefât edenin (ölenin) yıkanmasından kabre defnedilmesine kadar yapılması lâzım gelen şeyler. Meyyitin (ölü kimsenin) techîzi, tekfini ve cenâze namazı farz-ı kifâyedir. Müslümanların bâzısı bu vazîfeleri yerine getirirse, diğerlerinin... |
Tecessüs etmek (Araştırmak) |
Sual: Bir arkadaş, Avrupa’da bize misafir oldu. Yemek yerken, önce yemeği kokladı. Domuz yağı var mı diye kokladım, yokmuş dedi. Buna çok üzüldüm, kalbim kırıldı. Beraber namaz da kılmıştık, bana hüsnü zan etmesi gerekmez miydi? Yoksa, böyle... |
Tecessüs |
İnsanların gizli hallerini, ayb ve kusûrunu merâk edip, iç yüzünü araştırıp öğrenmeye çalışmak. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: |
Tecemmül |
Çirkinliği gidermek, vakar sâhibi olmak, şükr etmek ve nîmeti göstermek için zînetlenmek, süslenmek. Tecemmül etmek, müstehâbdır.Helâl şeylerle zînetlenmek mubâhtır. İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe dört yüz altın... |
Tecellî-i Zât |
İsim ve sıfatlar araya girmeden sâdece zât-ı ilâhînin tecellî etmesi. |
Tecellî-i Sûrî |
Zât-ı ilâhînin veya isimlerinin kendilerinin değil, sûretlerinin, görüntülerinin tecellîsi. |
Tecellî-i Sıfat |
Allahü teâlânın sıfatlarının tecellîsi. |
Tecellî-i Ef'âl |
Sâlikin, yâni tasavvuf yolcusunun, kulların fiillerini Allahü teâlânın fiilinin zılleri (görüntüleri) olarak görmesi ve bu fiillerin varlığının O'nun fiili ile olduğunu bilmesi. Âlem-i Emrin ilk adımında olan tecellîler. Tecellî-i ef'... |
Tecellî-i Cemâl |
Allahü teâlânın cemâlinin zuhûru. |