A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Vakit nakittir

Sual: Vakit nakittir ne demektir?
CEVAP
Nakit, peşin demektir. Vaktin kıymetini peşin, yani o anda bilmelidir. O halde gaflet içinde bulunmak, devamlı masiva ile meşguliyet, insanın kendisine en büyük zulmüdür. Kıymetli olan vakti boşa geçirmemeli, iki günü eşit olmamaya...

Vakkas

Savaşçı, okçu.

Vakt (Vakit)

1. Namazın dışındaki farzlardan birisi.
Namazın dışındaki yedi farzdan birisi olan vakt üç şeyle tamam olur.
1) Her namazın vaktinin evvelini bilmekle,
2) Her namazın âhir (son) vaktini bilmekle,
3) Namazı mekrûh olan vakte vardırmamakla. (...

Vaktin girip çıkmasında şüphe etmek

Sual: Namaz vaktinin girdiğinde şüphe edilerek kılınsa, sonra, vakit girdikten sonra kılındığı anlaşılsa, namaz kılınmış olur mu?
CEVAP
Namazın sahih olması için, namaz vaktinin girdiğini iyi bilmek gerekir....

Vaktin sonu beklenmez

Sual: Hanefi mezhebinde henüz özür sahibi olmayan, akıntısı kesilmezse o vaktin sonuna kadar bekler mi? Vücudunun herhangi bir yerinde akıntılı yara meydana gelse, bu yara kısa veya çok uzun sürse Maliki’yi taklit ederken guslünü de Maliki’ye göre mi alması gerekir?
...

Vaktine yetişip de kılamadığım

Sual: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının farzını kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya son denilse değişen ne olur? Bir de, ne diye vaktine yetişip de kılamadığım …. namazının farzı deniyor?...

Vakur

Ağırbaşlı, temkinli.

Vâlâ

Yüksek, yüce.

Vâlî (El-Vâlî)

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyin mâliki (sâhibi), yaratıcısı, bütün işler tasarrufunda olan, her şey O'nun irâdesi, hükmü ile olan.
El-Vâlî ism-i şerîfini söyleyen, yıldırım ve başka...

Valkülektomi

Kalpte yıkıma uğramış bir ya da fazla kapakçığı çıkarmak için yapılan cerrahi girişim.

Vallâhî

Allahü teâlâya yemin ederim mânâsına, bir sözün, niyyetin, bir işi yapmak veya yapmamak arzûsunun kuvvetli olduğunu gösteren, söylendiği şeye aykırı hareket edildiğinde, yemin keffâreti lâzım gelen sözlerden birisi.

Vânî Ahmed Efendi

Vânî Tekkesi şeyhlerindendir. La'lizâde Şeyh Vânî Seyyid Ahmed Efendi diye tanınır. Arabacı Bâyezid Câmiinde kürsü şeyhliği yapmıştır. Lâlezâr diye de bilinen Vânî Tekkesini inşâ ettirmiştir. 1801 de vefât edip tekkesinin...

Vânî Mehmed Efendi

Hünkâr şeyhi denmekle meşhur velî. İsmi Mehmed'dir. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Aslen Van'ın Hoşab (Güzelsu) kasabasındandır. Babası Vânî Bistâm Efendidir. Van'da doğmuş olup, doğum târihi bilinmemektedir. Babasından dolayı Vânîz...

Vâridât-ı İlâhiyye

Allahü teâlâdan gelen feyzler ve ilhamlar.
Vâridât-ı ilâhiyyenin hepsi âdet-i ilâhiyye içinde yâni bir sebeb altında meydana gelmektedir. (Abdülhakîm bin Mustafa)

Varikosel

Erkeklerde spermatik kordon venlerinin genişlemesi sonucu torbalar içerisinde varis oluşumu.

Varikosel

Yumurtalık (haya veya testis)ların kanını götüren toplardamarlar şebekesinin genişlemesi. Damarlar uzamış ve kıvrıntılı hale gelmiştir. Genellikle 15-35 yaşları arasında ve % 98 sol taraftadır. Sağda ise karın veya böbrek kanseri açısından hasta değerlendirilmelidir. Damar duvarları...

Variolasyon

Çiçek hastalığına karşı yapılan bağışıklama.

Vâris

1. Mîrasçı, akrabâlık veya başka yolla, vefât eden kimsenin bıraktığı mîrâs denen maldan almaya hak kazanan.
Bir kimse maraz-ı mevtte (ölüm hastalığında), vârislere veya başkasına hediye verse, ölünce, alacaklıları geri alıp paylaşırlar. (Hacı Reşîd...

Varis

Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları sonucu ya da kan akımının önündeki bir engel nedeniyle genişleyerek kıvrımlı bir hal almasıdır. Yüzeysel olduğu gibi derin venlerde de varis gelişebilir.

Varis

Orta ve büyük yüzey venlerin (kirli kan damarları) uzaması, kıvrılması ve kanla dolarak genişlemesi (Bkz. Toplardamar). Bu terim aynı zamanda atardamar ve lenfatik damarlardaki benzer anormallikler için de kullanılır. Variköz venler sıklıkla bacaklarda olmakla berâber,...

Variyolit

Çiçek hastalığının özel biçimi.

Varmayınca

Boşa gezip tozarsın,
Maşuku bulmayınca,
Kişi âşık mı olur,
Gönülsüz kalmayınca.

Gönüldür anan onu,
Esir eyleyen seni,
Azat eylersin kimi,
Sen azat olmayınca

Boynu tasmalı geldim,
Şeyhime teslim oldum,
Er hiç nazar etmedi,
İhlâslı bulmayınca....

Vasî

Bir kimsenin, mallarında veya çocuklarının işlerinde tasarruf etmek üzere tâyin ettiği kimse.
Ölüm hastası, küçük çocuğuna bırakacağı malını, bu çocuğun ihtiyâçlarına sarf etmesi için birini vasî tâyin edince,...

Vâsi (El-Vâsi')

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Rahmeti, ilmi, kudreti, ihsânı ve nîmetleri her şeyi kuşatan ve her şeye kâfi olan, kudretinin ve ilminin nihâyeti olmayan.

Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:...

Vâsıl

Kulu Rabbine ulaştıran.

Vasıtalarda namaz

Sual: Vasıtalarda namaz kılınır mı?
CEVAP
Sağlam bir kimsenin, gemi, tren, uçak ve otobüs gibi vasıtalarda, farzları oturarak kılması caiz değildir. Ancak teyemmüm yapmak için gereken özürler varsa caizdir. (Halebi, Redd-ül Muhtar)

...

Vasiyetnâme

Vasiyet yazılan kâğıt.
Her müslüman, ölüm hastalığında bir vasiyetnâme yazmalıdır. Vasiyetnâmeyi maraz-ı mevtte (ölüm hastalığında) yazmak vâcib, sıhhatte iken yazıp yanında taşımak müstehaptır (iyidir). (Senâullah-ı...

Vasiyyet (Vasiyet)

Bir kimsenin vefâtından sonra yapılmasını istediği şey veya sonraya bağlı olmak üzere bir malı veya menfeatini (faydayı) bir şahsa veya bir hayır işine teberrû' (bağış) yoluyla temlik etmek (sâhib ve mâlik kılmak). Vasiyet edene mûsî, vasiyet edilen şeye mûsâbih, kendisine...

Vaskulit

Damar iltihabı.

Vasl

1. Kavuşma. Allahü teâlâya kavuşma; velî olma. Vasl olanlar reisidir, o hocasının pîridir. Mektûbât ki eseridir, câna can katar efendim. (Muhammed Sıddîk bin Saîd)

2.Birleştirme. İlm ile, irfân ile, sâhib olan Sıla'ya İki temel bilgiyi vasl eden...

Vasl-ı Uryânî

Tasavvuf yolculuğunun sonunda Allahü teâlâya kavuşma hâli. Nihâyete erme.
Vasl-ı uryânîde sâlik (tasavvuf yolcusu), vücûdunun her zerresi ile Allahü teâlâyı zikr eder. (İmâm-ı Rabbânî)
...

Vatan

İnsanın yerleştiği, oturduğu yer, memleket.
Vatan sevgisi îmândandır. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)
Hanefî mezhebinde üç türlü vatan vardır: Vatan-ı aslî, vatan-ı ikâmet, vatan-ı süknâ. (İbn-i...

Vatan-ı Aslî

İnsanın doğduğu veya evlendiği veya ayrılmamak niyeti ile yerleştiği yer.
Vatan-ı aslî birden fazla olabilir. Bir kimse, vatan-ı aslîye girince mukîm olur. Namazlarını dört kılar. (İbn-i Âbidîn)

Vatan-ı İkâmet

Geçici olarak ikâmet edilen yer. Hanefî mezhebinde on beş gün veya daha çok kalıp sonra çıkmaya niyet edilen yer.
Bir kimse, okumak veya vazîfe yapmak için bir yerde senelerce kalmaya ve sonra buradan çıkmaya niyet ederse, vatan-ı ikâmet...

Vatan-ı Süknâ

Hanefî mezhebinde on beş günden az kalmak için niyet edilen yâhut yarın çıkarım diyerek senelerce oturulan yer.
Misâfir, vatan-ı süknâda farzları hep iki kılar. Burada iken mukim sayılmaz. (İbn-i Âbidîn)

Vaty Etmek

Erkeğin hanımına yaklaşması; cimâ etmek.
Zinâdan hâmile kadını, vad'ı haml etmeden (doğum yapmadan) evvel nikâh etmek sahîhtir, olur. Fakat doğum yapıncaya kadar vaty etmek câiz olmaz ve nafakası vâcib olmaz. (İbn-i Âbidîn)