Başlık | Yazı |
---|---|
Arkadaşlık |
Herkesle arkadaşlık yapmak uygun değildir. Hadis-i şerifte, (Kişinin dini,
arkadaşının dini gibidir, o halde kiminle arkadaşlık edeceğinize çok dikkat edin)
buyuruldu. (Hakim) |
Arkadaşın kusuru |
Gıyabında kusurlarından bahsetmemelidir. Bize söylediği şeyleri sır olarak
kabul edip kimseye söylememeliyiz! Arkadaşın hoşlanmadığı şeyleri söylememelidir.
Fakat emr-i maruf cinsinden ise, münasip şekilde ikaz edilir. |
Arkadaşın adını unutmamalı |
Bir arkadaşla karşılaştığımız zaman ona ismiyle hitap etmek; onu tanıdığımızı, onu unutamadığımızı, görünce sevindiğimizi anlatır, ismini hatırlayamazsak veya yanlış bir isim söylersek, bu hatamız... |
Arkadaşı tercih |
Bir kimse, birisiyle bir an sohbette bulunsa, kıyamette ona, arkadaşlık hakkına riayet edip etmediği sorulacaktır. Arkadaşımızın üzerimizde hakkı vardır. Ona dua edeceğiz, kusurlarını bağışlayacağız. Vefakâr olacağ... |
Arkadaşı takdir etmek |
Takdir edip sevdiğiniz arkadaşa, onu sevdiğinizi hal ve hareketlerle
bildirmek kâfi değildir. Dil ile de söylemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: |
Arkadaşa yük olmamak |
Lüzumsuz tekliflerde bulunarak arkadaşa yük olmamalıdır! Mümkün mertebe
ihtiyacını arkadaştan gizlemelidir! |
Arkadaşa yardım |
Arkadaşa bildiğimizi öğretmek, nasihat etmek lazımdır. Arkadaşımızın ilme olan ihtiyacı mala olan ihtiyacından az değildir. Nasihate ihtiyacı varsa gizli yapmalıdır. Herkesin yanında yapılan öğüt, onu teşhir etmek ve el aleme... |
Arkadaşa nasihat |
Arkadaşımız günah ve kusurunda ısrar ediyorsa, halini düzeltecek şekilde
güzel nasihatlerde bulunmalıdır! Eğer arkadaşımız, ilim sahibi ise, hatasını
teşhir etmememiz lazımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: |
Arkadaş seçerken |
Atalarımız, (Kiminle gezdiğini söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim) demişlerdir. Ancak ortak vasıfları olanlar birbiriyle arkadaşlık yaparlar. Bir iyi ile bir kötü arkadaş olamaz. Eğer arkadaşlığa devam ederlerse ya kötü iyi olur veya iyi kötü olur. E... |
Âriyet |
Bir malın menfeatini, istifâdesini bedelsiz olarak temlik etmek, vermek. |
Aritmi |
Kalbin düzensiz atımı.
|
Ârife |
İlim ve irfan ehli, âmir, kumandan. |
Ârif-i Rivegerî |
Peygamber efendimizden sonra insanlara doğru yolu gösteren âlimler silsilesinin onuncusu. Buhârâ'ya 30 km uzaklıkta bulunan Rivger köyünde dünyâya geldi. Doğum târihi 1067 (H.560) olarak rivâyet edilmekte ise de kesin bilinmemektedir. 1315 (H.715) t... |
Arif-i Dikgerânî |
On dördüncü yüzyılda, Buhârâ'da yetişen velîlerden. İnsanları Hakk'a dâvet eden doğru yolu göstererek dünyâ ve âhiret seâdetine kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" adı verilen büyük âlim ve velî... |
Arif |
Bilen, tanıyan, ilim ve irfân sâhibi. |
Arif |
İlim ve irfan ehli, âmir, kumandan. |
Arı Sütü |
|
Arı Sokması |
|
Arefe ve Terviye günü |
Terviye, Arefe gününden bir önceki güne denir. Terviye günü oruç
tutmak çok faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: |
Arefe gününün önemi |
Sual: Arefe hangi güne denir ve önemi nedir? |
Arefe Günü |
Zilhicce ayının dokuzuncu günü, kurban bayramından bir önceki gün. |
Arâzi-i Uşriyye |
Mahsûlünden (ürününden) uşur denilen zekatın alındığı topraklar. Müslüman devletlerde harb ile alınıp gâzîlere (askerlere) taksim edilen veya isteyerek İslâm'ı kabûl edenlerin ellerinde bırakılan yâhut devlet reisinin (başkanının) izni ile m... |
Arâzi-i Mîriyye |
Mîrî yâni devlete âit topraklar. Harp ile alınarak, gâziler arasında taksim edilmeyip, beytülmâle (devlet hazînesine) bırakılan veya uşr yâhut harac toprağı iken sâhibi ölüp, hiç mîrasçısı bulunmayan topraklar. Arâ... |
Arâzi-i Harâciyye |
Harac vergisine tâbi olan topraklar. Müslüman olmayanlardan sulh ile alınıp harac vergisi karşılığında mülkiyeti eski sâhiplerine bırakılan veya harbde zorla alınıp müslüman olmayan sâhiplerinin elinde bırakılan, yâhut zımmînin (müslüman olmayan... |
Arasât Meydanı |
Öldükten sonra insanların ve diğer canlıların diriltilip toplanacakları meydan. Buraya mevkıf ve mahşer de denir. (Bkz. Mahşer) |
Arar demişler |
Basın olayı, |
Arapça-Türkçe Kılavuz |
ED DAMÂİR - ŞAHIS ZAMİRLERİ |
Arap olayım demek |
Sual: Anladıysam Arap olayım demek küfür olur mu? |
Arafât |
Mekke-i mükerreme şehrinin yirmi beş kilometre güneydoğusunda bulunan ve haccın farzlarından biri olan vakfenin yapıldığı mübârek yerin adı. |
Aracı kullanmak |
Sual: Vehhabilerin etkisinde kalan bazı kimseler, (Dua ederken aracı kullanmayın, Resulullahın, evliyanın hürmetine demeyin, direkt Allah’tan isteyin! Aracı kullanmak, Fatiha suresindeki (Yalnız benden isteyin) âyetine zıttır ve şirktir) diyorlar. Peygamber... |
Arabî Sene |
Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den Medîne'ye hicret ettiği mîlâdî 622 senesinden başlayan kamerî veya şemsî sene. (Bkz. Hicrî Kamerî Sene, Hicrî Şemsî Sene)
|
Arabî Feştâlî El-Mağribî |
On yedinci yüzyılda Kuzey Afrika'da yetişmiş olan fıkıh âlimlerinden ve evliyâdan. İsmi, Arabî Feştâlî olup, Mağribî nisbesiyle bilinir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1679 (H.1090) senesinde vefât etti. |
Arabî Aylar |
Hicrî senenin on iki ayı (Bkz. Kamerî Aylar). Hicrî takvimde kullanılan Arabî ayların adları sırasıyla şunlardır: 1. Muharrem, 2. Safer, 3. Rebî'ul-evvel, 4. Rebî'ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6. Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa'bân, 9. Ramazan, 10.... |
Arabgirli Ömer Baba |
Meşhûr velîlerden. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Büyük velîlerden Terzi Baba lakabıyla bilinen Muhammed Vehbî Hayyât Erzincânî hazretlerinin talebelerindendir. Arabgir'de insanlara rehberlik etmesi için hocası tarafından vaz... |
Arab Dede (Hacı Dede) |
Yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Arab Dede halk arasında Hacı Dede olarak da bilinmektedir. Hayatını İslâmiyeti yaymakla geçirmiştir. Kabri, Denizli'nin Sarayköy ilçesinin Duacılı köyünde su deposu yanındaki Sivri Tepe üzerindedir. Bölge halkı tarafından... |
Arab Dede |
Hayatı ve yaşadığı devir hakkında yeterli bilgi olmayan Arab Dede'nin kabri Niğde'de, eski Ebe Okulu ile Askerlik şubesi arasındaki asfalt yol üzerindedir. Halk arasında meşhur olup ziyâret edilmektedir.
|