Sual: Bazı evliyanın imanı geri alınmaz diyorlar. Sahabe de böyle mi?
Bir de büyük zatlar bir talebesini severse, o talebenin sevgisi hep devam
edermiş, geri alınmazmış, böyle şeyler var mı?
CEVAP
Senaullah-i Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Tasavvufta Fena makamına kavuşan, elbette imanla ölür. Bekara suresinin
(Allah, imanınızı zayi etmez) mealindeki 143. âyeti ve (Allahü teâlâ,
[Fena makamına kavuşan evliya] kulların imanlarını geri almaz) hadisi,
hakiki imanın geri alınmayacağını göstermektedir. (İrşad-üd-talibin)
Evliyanın bile imanı gitmez, yani mürted olmazken, evliyadan daha yüksek olan
sahabi asla mürted olmaz. Allahü teâlâ, onlardan razıyım, onlara Cenneti söz
verdim buyurdu. Allah hiç sözünden döner mi? Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor
ki:
(Hepsine Cenneti söz verdim. Ben onlardan razıyım) buyuruyor. (Hadid
10, Fetih 18, 29, Tevbe 100, Maide 119, Mücadele 22,
Beyyine 8)
Allahü teâlânın sıfatları ebedidir, sonsuzdur. Eshab-ı kiramdan razı olması da
sonsuzdur. Artık bir daha sözünden dönmez, hep razıdır. İki âyet-i kerime meali:
(Allah asla sözünden dönmez.) [Al-i İmran 9, Zümer 20, Rad 31]
(Allah vaadinden dönmez.) [Rum 6]
Allahü teâlâ sözünden dönmeyeceği için, Eshab-ı kiramdan hiçbiri, sonradan kâfir
olmamıştır.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlâyı istediğinizi bildiren mektubunuz geldi. İstemek, kavuşmanın
müjdecisidir. Büyükler, (Vermek istemeseydi, istek vermezdi) buyuruyor.
Kâmil ve mükemmil bir zat ele geçerse, bütün arzuları, istekleri, onun eline
bırakmalı, ölü yıkayıcının elinde teneşirdeki cenaze gibi olmalıdır. Önce (Fena-fişşeyh)dir.
Bu Fena, sonra (Fillah) haline döner. [Tasavvuf yolunun sonuna ermiş ve
başkalarını da erdirmek için geri dönüp, herkes gibi görünen, bir kâmil bulunca,
ona teslim olmalı. Önce, kendini onda yok etmeli, yani kendine değil, ona uymalı.
Böyle olan kimse, yavaş yavaş, Allahü teâlâda yok olur. Yani kendi arzuları
aradan kalkıp, Allahü teâlânın iradesi ile hareket eder. Kendi iradesi kalmaz.]
Murad-ı Münzevi hazretleri buyuruyor ki:
Muhabbet çalışmakla kazanılmaz. Onu büyükler verir. Her kime muhabbet yani sevgi
verilmişse, bir daha geri almazlar.
Yine buyuruluyor ki:
Daha sonra gemiden atacaklarını baştan hiç gemiye almazlar. Gemi sahile çıkınca
içindeki iyi kötü herkes sahile çıkar; hatta gemideki fareler bile!